Ara

19 Ocak'tan 19 Ocak'a 'değişen birşey yok'








Agos gazetesi genel yayın yönetmeni, yazar Hrant Dink, 19 Ocak 2007'de İstanbul'da sokak ortasında vuruldu. Suikast, sistemli bir karalama ve kışkırtma kampanyasıyla hazırlanmış, Hrant, asla yazmayacağı, söylemeyeceği şeyleri yazdığı, söylediği iddiasıyla mahkûm edilmişti. Tehdit edildi, köşeye sıkıştırıldı, sonunda vurdular. Cinayete tepki büyük oldu, Hrant'ın cenazesine 100 bini aşkın insan katıldı ve "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeni'yiz" diye haykırdı. Cinayetin planlanması ve gerçekleştirilmesi sürecinde pek çok devlet yetkilisinin ihmali, kusuru bulunduğu, kimilerinin olacakları bilerek göz yumduğu, kimilerinin de bu sürece bizzat katıldığı açık seçikti. Katil ve etrafındaki üç-beş lumpen, milliyetçi adamın birkaç gün içinde yakalanmasına ve soruşturma sırasında dudak uçuklatacak gerçeklerin ortaya çıkmasına rağmen, olaya adı karışan bütün devlet görevlileri bir şekilde korundu, kollandı, soruşturulmalarına, yargı önüne çıkmalarına izin verilmedi. Bu yetmiyormuş gibi, katillerin poliste, mahkemede gördüğü muamele adalet arayanlar için yürek burkucuydu. Hrant'ın ilk ölüm yıldönümünde, o güne kadar olan biten rezaleti toparlayarak, böyle bir işe katılmasını anlamlı bulduğum oyunculara gittim, "anlatıcı olur musunuz?" dedim. "Hrant için seve seve" diyerek koştular. İkinci yıl, aynı şeyi bu defa yeni isimlerle tekrarladım. İkisi birleşti, tek bir film oldu. İlk film, NTVMSNBC'nin sitesinde yeraldı ve 30 bini aşkın insan tarafından izlendi. Şimdiki, iki yılı kapsayan hali, yurt içinde ve dışında pek çok yerde gösterildi, hâlâ bu konudaki tek kaynak olma özelliğini koruyor.

Ümit Kıvanç

0 yorum:

Yorum Gönder

sinema sinema Ping your blog, website, or RSS feed for Free